AY OLMAK
Ayşe camın önünde durmuş gökyüzünü izliyordu. Puslu bulutların ardındaki aya bakıyordu. Dolunay vardı ve
tüm güzelliğiyle gökyüzündeydi. Bulutlar süzülüyor, ay ışığıyla boyanıyordu.
Ayşe bu manzaradan çok etkilenmişti.
Aklı başka yerde olmasaydı bu manzaranın hakkını daha çok verebilirdi. Erken
yatmasına rağmen bir türlü uyku girmemişti gözüne. Yatakta bir süre dönüp
durduktan sonra kalkmıştı. Eşi de onun yüzünden uyansın istemiyordu. Onu uykusuz
bırakan bugün doktoruyla yaptığı görüşmeydi. Öyle canı sıkılmıştı ki hissettiği
sadece bu da değildi. Kime, neye
kızdığını bilmiyordu ama sinirliydi işte. Bunalmıştı ve yorgun hissediyordu.
Beş yıl önce Ayşe’ye şeker
hastalığı teşhisi koyulmuştu. Önceleri ilaçları düzenlenene kadar sık sık doktora
gitmişti. Şimdilerde ise ilaçlarını düzenli kullanıyor ve problem olmadıkça
doktora gitmiyordu. İşte bu ziyareti de bir problem sebebiyleydi. Aylardır çok
bitkin ve güçsüz hissediyordu. Öyle ki yataktan kalkmak istemiyor, kalkınca da
hemen yoruluyordu. Evdeki işleri çok zor
yapıyor, ailesi ile ilgilenemiyor, hep uyumak istiyordu.
Bu durumun fizyolojik bir sebebi
olduğunu biliyor ama probleminden göz çekiyordu. Muhtemelen şeker hastalığı ile ilgiliydi. Bu
durumu kabullenmek onun için kolay değildi.
Teşhisin koyulduğu ilk zamanlarda
doktor ilaçla birlikte dikkat etmesi gerekenleri de aktarmıştı. Tüm hayatı
boyunca çok düzenli beslenmesi gerekiyordu. Özellikle şekerini yükseltecek
gıdalardan uzak durmalıydı. Sadece beslenme değil uyku düzeni de çok önemliydi.
Ayrıca kilosu da biraz yüksek çıkmıştı. Doktor kilo vermesinin iyi
olabileceğini söylemişti. Bu sebeple egzersize başlamış haftada beş gün tempolu
yürümüştü. Evde doktorun verdiği hareketleri yapmış, hiç aksatmamıştı. Emeklerinin
karşılığını almış, hastalığı düzene girmişti. Ayrıca dengeli bir şekilde kilo
da vermişti. Kendini öncekinden bile dinç hissediyordu.
Gel gelelim yıllar geçmiş ve Ayşe
eski düzenini esnetmişti. Artık yiyip içtiklerine o kadar dikkat etmiyordu.
Egzersizler zamanla zor gelmeye başlamıştı. En sonunda da artık yapmaktan
vazgeçmişti. Böylece kaybettiği kilolar yavaş yavaş geri dönmüştü. Hatta
bugünlerde hayatında hiç görmediği sayıları görmüştü tartıda. Ama gene de
önemsememiş, devam etmişti.
Her ne kadar gerçeklerden kaçsa
da artık dönüşü zor bir noktaya gelmişti. Eşi Hakkı Bey’in zoruyla yeniden
doktoruna gidince moralini bozan tüm o sözleri tek tek duymuştu. Eğer böyle
devam ederse olabilecekleri aktarmıştı doktoru. Öyle kötü senaryolardan
bahsetmişti ki… Şekerin bu kadar yükselmesinin iç organlarına nasıl yük
bindirdiğini bilmiyordu ya da uzuvlarına nasıl etki edebileceğini… Doktoru
konuştukça Ayşe kendini kötü hissediyordu. Biliyordu, doktorunun amacı bu
değildi. Tüm söyledikleri onun iyiliği içindi. Üstelik bazı doktorlar gibi sert
de çıkmamıştı. Sadece gerçekleri anlatmış, onu uyarmıştı. Ona yapması
gerekenleri bir bir anlatmıştı.
“Tüm bunlardan kaçınmanın yolu
belli Ayşe Hanım. Önce yeme düzeninizi değiştirmeliyiz. Bunu da egzersiz ile
desteklemeliyiz. Sadece unutmamanız gereken bir nokta var. O da buna olacak ve
bitecek bir şey gibi bakmamak. Bu hayatınızın gerçeği olmalı. Sürdürülebilir
bir program yapmalıyız ve siz de ona sadık kalmalısınız.”
Doktoru konuşurken Ayşe’nin
zihninde bir soru yankılanıyordu: “Nasıl?” Sanki aklını okumuş gibi devam etti doktoru
sözlerine:
“Muhtemelen nasıl yapacağım
diye düşünüyorsunuz. Bahsettiğim şey kökten bir düzen değişikliği. Kolay
olmadığının farkındayım. Hiçbir şey bir anda değişmez. Yavaş yavaş olacak
değişiklikler. Bir ay sonra sizi tekrar görmek istiyorum. Gidişata göre
programınızı değiştireceğiz.
Nasıl sorusunun cevabı bu değil,
biliyorum. Ama bu soruya ben değil siz cevap vermelisiniz. Sizden bu konuda
düşünmenizi rica edeceğim. Daha önce bunu çok kolay yapabilmişken şu an neden
yapamıyorsunuz? Bu sorunun cevabını bulursanız nasıl sorusunun cevabına da
ulaşacağınızı düşünüyorum.”
Ayşe bu soruyu duyduğu andan beri
düşünüyordu. Önce duyduklarından etkilenmiş ve korkmuştu. Doktorun
söylediklerini eşiyle de paylaşmıştı. Sorunun cevabı da eşinden gelmişti.
“Hayatım, sen daha iyi
bilirsin. Ama bence netlikle ilgili. Hatırlasana o zamanlarda ne kadar da net
duruyordun. Bazen biz seni ayartmaya çalışsak da sen düzenine çok sadıktın. Onun
dışına çıkmayı gündem dahi etmiyordun. Acaba bununla ilgili olabilir mi? Böyle
net durunca açık kapı kalmıyordu sanki.”
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der
ki: “Bir konuda net olmak o konudaki hareketi kolaylaştırır.”
İnsan bir sürece tüm netliğiyle
girdiğinde işi kolaylaşır. Kendini seçeneksiz bırakmış olur. Böylelikle yapması
gerekenleri yaparken daha az zorlanır. Farklı sorular ve problemlerle oyalanmak
yerine harekete geçer. Ve hareketini daha kolay devam ettirir. Fakat ne zaman
netliğini bozarsa o zaman zorlanmaya başlar. Normalde yapıp zorlanmadığı şeylerde
zorlanmaya başlar. Disiplinini kaybeder ve kendi prensiplerinden ödün verir.
Ayşe eşinin söylediklerini
düşündü ve hak verdi.
Ay ne kadar puslu bulutların
arkasında olsa da oradaydı, ışığını yansıtıyordu. Netliği, o ayın ışığına
benzetti Ayşe ve kararını vermişti. Bulutlara rağmen ışığını vermekten
vazgeçmeyen ay gibi olacaktı.
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Yahya Hamurcu
Netlik ile aşılamayacak zorluk yoktur...
YanıtlaSilİnsan hayatında hangi konuda kendini hedefine odaklayıp diğer konularda seçeneksiz bırakırsa o konuda başarılı olur....
YanıtlaSilNetlik önüne çıkan engellerin çoğunu geçmeye yardımcı olur... Hedefine net olan hedefine varabilir.
YanıtlaSilNetlik herşeyi kolaylaştırır. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilNe kadar akıcı güzel bir yazı olmuş yüreğinize sağlık. Rabbim her konuda "ay" gibi olmayı net olmayı nasip etsin. Belirsizlik sadece bizim kendimizi çıkarttığımız zorluk.
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌸
YanıtlaSil“Bulutlara rağmen ışığını vermekten vazgeçmeyen ay gibi olacaktı Ayşe…”
YanıtlaSilEvet, hayırda ve faydada netlik her insana yakışır.
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷
Kaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilİnsan bir sürece ne kadar net girerse kafa karıştırıcıları o kadar azalır. Ve daha çok sebep oluşturdukça o hedef için sürekliliği artar .
Net olmadığımız zaman hareket etmekte zorlanıyoruz. Ne yapacağımızı bilmez bir halde oyalanıp duruyoruz.
YanıtlaSil