HAYATIN KEYFİNİ KAÇIRMAK!

 


HAYATIN KEYFİNİ KAÇIRMAK!

Yemek sofrasındaki son eksikleri tamamlıyordu Funda. Ütüsü özenle yapılmış masa örtüsünün üzerine, peçeteleri ve misafir yemek takımını yerleştirdi. Menü günler öncesinden belliydi. Funda vakit buldukça mutfağa girip bir şeyler üretmekten keyif alırdı. O günkü yemek için de yine günler öncesinden planlama yapmıştı. Öncesinde her bir detayı planlar, eksik bir şey kalmasını istemezdi. Alınacaklar listesi buzdolabının üzerine yapıştırılırdı. Her şeyin eksiksiz olmasına öyle odaklanırdı ki yaptığı işten keyif almayı unuturdu. Hatta çoğu zaman eziyet haline gelirdi. Çünkü yaptığı her neyse en iyi şekilde yapmalıydı. Aslında bu durum hayatını da zorlaştırıyordu. Kendisine de yeteri kadar vakit ayıramıyordu. Ama Funda için pek de önemli değildi. Her şeyin onun istediği gibi olması fikrine takılıp kalmıştı.

Çalıştığı iş yerinde de aynı özeni gösterirdi. Verilen işi zamanında ve eksiksiz teslim ederdi. Evde de her gün için yapılması gerekenleri planlardı. Gün gün yapılacaklar yazılı olarak hazır olurdu hep. Çocuğu ile ilgilenirken de aynıydı. Okuluyla birebir ilgilenir, derslerden geri kalmasını asla istemezdi. 

Son zamanlarda ise sorumluluklarını yerine getirebilmesine rağmen pek iyi hissetmiyordu. Bir huzursuzluk vardı içinde. Düşününce bunları yaparken aslında keyif almadığını fark etti. Evdekilerle de arası pek iyi değildi. Son günlerde iyice huysuz, sürekli şikâyet eden birine dönüşmüştü. Ters giden bir şeyler vardı ama neydi? Herkes kendisi gibi düzenli ve planlı olsun istiyordu. Yemek saatlerinde herkes sofrada yerini almış olsun, çocuklar yemek sonrası derslerini çalışsın. 

Oysa Funda’nın kaçırdığı şey herkesin birbirinden farklı olduğu gerçeğiydi… Kimimiz planlama ve düzende hassasken kimimiz daha az önemsiyordu. Funda’nın mükemmeliyetçiliği evdekileri de rahatsız ediyordu. Onların kendine uyumlanmasını beklemesi gerginliğe neden oluyordu. 

İnsanın sorumluluklarını yerine getirmesi elbette kıymetlidir. Fakat bazı durumlarda eksiklikler de olabilir. Hayat her zaman planladığımız gibi gitmez ve beklenmedik durumlarla karşılaşırız. Kontrolümüzde olmayan şeyler olabilir.

İç dünyasında bir yolculuğa çıkmıştı Funda. Bu durumun neden olabileceğini soruyordu kendisine, kahvesini yudumlarken… 

İnsan hayatta hareket halindedir. Günlük rutinlerini devam ettirirken hedefi doğrultusunda bir iş, oluş içerisindedir. Çoğu zaman yapması gerekenleri en iyi şekilde, eksiksiz ve hatasız yapmaya çalışır. Ama insan hata yapabilen ve buna hakkı olan bir canlıdır. Hata yapmamaya çalışmak bir yerden sonra o işten keyif almasına engel olur. 

Mükemmeliyetçilik, insanı işleri ve ilişkilerinde yorar. Oysaki hayat uzun soluklu bir yolculuktur ve bu yolculuk keyifli geçirilmelidir. O yolda giderken keyif almak yerine, sonuca takılmak hayatın tadını kaçırır.  

Üstelik yaptığımız iş her neyse hatasız olmaya çalışmak, insanın harekete geçmesini de engeller. “Eğer olacaksa tam olsun, eksik bir şey olmasın.” der bazılarımız. Ancak bu mükemmeliyetçi halimiz hayattaki vazgeçişlerimizi arttırır. Oysa yeni bir sürece başlandığında orada hatalar yapmaktan daha doğal ne olabilir ki? 

Spora başlayamamamızın sebeplerinden biri de bu değil midir? “İyi bir spor merkezine yazılmadan olmaz. Hem zaten spor kıyafetlerim yeni ve tam olmalı.” deriz. Halbuki açık havada, kısa yürüyüşler yapmak başlamamızı kolaylaştırır. Sonrasında bırakmadan devam ettiğimizde spor hayatımızın bir parçası haline gelir.

Pazartesi başlayacak olan diyetlerin zamanı bir türlü gelmez. Hep erteler durur, “Diyetisyene gitmeden olmaz.” deriz.  Oysa yediğimiz porsiyonları bir miktar küçültmek bir başlangıçtır. 

Ders çalışmak için en doğru zamanı bekleriz. Bu yüzden de bir türlü başlayamayız. Halbuki sabahları sadece on dakika erken kalkmak bile bir adımdır. 

Önemli olan yapabileceklerimizden başlayıp, sürekliliği sağlayabilmektir. En iyisini isterken sonunda hiçbir şey yapamadığını fark eder insan. Atacağı ufak adımları da öteler. O zaman işler hep yokuşa sürülür. Oysa ulaşılacak o büyük hedeflerin başında hep o atılan küçük adımlar vardır. Pes etmeden aynı çabayla devam ediyor olmak, en iyiyi değil, iyi olanı yapmaktır mesele. İnsan böyle düşünmeye başladığında motivasyonu da artar. Sadece yaptığı işten değil onu yaparken ki sürecinden de keyif alır. Süreçten keyif almak, hayattan keyif almaktır.

Funda bunları düşündükçe zihninin rahatlamaya başladığını fark etti. Son zamanlardaki huzursuzluğunun sebebini hep dış dünyada aramıştı. Şimdi uzaklarda ararken çok yakınında olduğunu anlamıştı Tıpkı aradığı eşyayı gözünün önünde göremeyip bulduğunda “Aaa! Burnumun dibindeymiş…” diyen kişi gibi.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: İnsanın bu hayattaki en büyük dostu da düşmanı da hiç değişmedi, aynadaki kişi... Aynadaki kişinin hayatın tadını çıkarması için ise küçük bir adıma ihtiyaç var. O adımla zorlanabiliriz, hata da yapabiliriz çünkü mükemmel değiliz. Ya da bu sıkıntılardan sıyrılıp yolculuğumuzdan keyif de alabiliriz. 

Var mısın o adımı atmaya?

===   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.

 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 


Yahya Hamurcu




19 Yorumlar

  1. Hayat içine keyif kattığımızda daha güzel. Mükemmeli beklemeden küçük adımlarla başlayarak korkmadan devam ederek... Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Süreklilik... Önce adım sonra da Süreklilik.. Emeklerinize sağlık 😊

    YanıtlaSil
  3. Bazen öyle küçük adımlar vardır hayatını değiştirir...

    YanıtlaSil
  4. Ayşe Budak5.10.2024 18:04

    Her yaptığımız işte aşırılaşınca dengeyi bozarız. Yaptığımızdan keyif almak bir tarafa bi de gerginlik artar. Bir süre sonra da yapasımız gelmez... Ama hatalarımıza rağmen onlardan ders çıkarıp keyif aldıkça gelişiriz.

    YanıtlaSil
  5. Hayat farklı.her kesin hayat anlayışı ve beklentisi farklı.her he's de beklentilerine göre yaşamaya çalışır

    YanıtlaSil
  6. Kişinin kendini, davranışlarını sorgulattıran bir yazı olmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  7. Zihni uyaran güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Hayatta insan yapması gerekeni ertelemeden ne hoşş olur... O süreçten keyif alsa ne hoş olurdu. Elinize emeğinize sağlık güzel bir yazı olmuş. 💚

    YanıtlaSil
  9. Figen Ekame6.10.2024 21:23

    Her başarılı insan küçük adımla başladı

    YanıtlaSil
  10. Detaylara takılmaktan yaşamın güzelliklerini kaçırıyoruz. Bunun farkına varmamızı sağlayan muhteşem bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık ❤

    YanıtlaSil
  11. Yöntemine uygun davranmak insan hayatında büyük konfor
    anlayabilenlerin olmak ümidiyle

    YanıtlaSil
  12. O küçük adımlar ne kadar hürmet edilesi... emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Çok güzel bir yazı.Tesekkurler

    YanıtlaSil
  14. “Oysaki hayat uzun soluklu bir yolculuktur ve bu yolculuk keyifli geçirilmelidir.” İşte bu cümle hayatın en kilit cümlelerinden biri, umarım tam anlamıyla idrak edebiliriz.🌿

    YanıtlaSil
  15. Basit deyip geçmemek lazım :)

    YanıtlaSil
  16. “Eğer olacaksa tam olsun, eksik bir şey olmasın.” Ahh bu mükemmelliyetçilik… Ve bunun iyi bir şey olduğunu zannetmelerimiz… İnsan mükemmel olmadığını kabul ettiği an gerçek mutluluğa adım atabilecek… Emeklerinize sağlık Sevgili Yazar, teşekkürler. 🌷

    YanıtlaSil
  17. Bazen nasıl da kapatıyoruz kendimizi keyif almaya... Her şeyi görev haline getirebiliyoruz. Çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler.

    YanıtlaSil
  18. Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  19. Hayat uzun soluklu bjr yol gerçekten. Her şeyin düzgün yerli yerinde olması için çabalarken ne kadar çok yorulduğumuzu farketmiyoruz maalesef. Teşekkür ederiz. Farklılığı olan çok güzel bir yazı

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski