BUGÜN AYDIN

 BUGÜN AYDIN

Karlı dağların ardından güneş doğarken uyandı. Karanlık yerini aydınlığa bırakırken, “Bugün aydınlık olsun.” dedi. Derya çalar saatten önce uyanmanın sevinci içindeydi. Sabah uyanmak için zorlandığı günler geride kalmıştı. Eskiden uyudukça uyuyası gelir, günün yarısını uykuyla geçirse de uykuya doymazdı. Şimdilerde ise daha az uyuyordu ama daha dinçti. Kendini önceki haliyle kıyaslayınca iyi hissetmişti. İlk başlarda zorlansa da erken uyanmak artık normali olmuştu. Yatağını düzeltti, odasını toparlayıp spor kıyafetlerini giydi, suyunu hazırladı ve evin yakınındaki parkta yürüyüşe çıktı. Kulaklıklarını çıkarıp telefonundaki müzik listesini açtı. Havaya girmiş, sevdiği müziğin ritmine kendini kaptırmış koşuyordu. Birden müziğin sesi kesildi, duraksadı ve hemen telefona sarıldı.

“Ya nasıl olur, of, nasıl unuturum şarja takmayı? Derya, aklın bir karış havada kızım!” diye kendi kendine söylendi. Telefonunu ve kulaklığını cebine koyup tekrar yürümeye başladı. Başladı başlamasına ama tadı kaçmıştı artık. Dinlediği müzik onu bambaşka yerlere götürüyordu oysa. Müzik dinlerken ormandaydı ama şimdi sanki orada değildi. Bir süre sonra artık kulaklıklarının olmadığını kabul etmeye başladı. “Aman canım, ne yapalım yani, bugün de böyle olsun. Hadi kızım, enerjiiii!”dedi.

Orman parkı eski, köklü bir mesire alanıydı. Büyük ağaçların dallarından gökyüzü kah görünür, kah görünmezdi. Koca çınarlar, çam ağaçları, at kestaneleri, söğüt ağaçları… Ağaçlara bakarken sevimli mi sevimli sincapları gördü. Tırmanıyorlar, oyun oynuyorlardı, bir süre onları izledi. Dalların arasından sızan güneş ise insana yaşama sevinci veriyordu. Mis gibi kokan toprak, gece yağmur yağdığını haber veriyordu. Teyzeler hararetli hararetli konuşuyor, biraz dinleniyor sonra devam ediyorlardı. Derya kuşların cıvıltıları eşliğinde yoluna devam etti. Orman parkında fark edemediği güzellikler Derya’ya görünür olmuştu. Müzik olmadan da buralar ne güzelmiş aslında.” dedi.


Biraz ilerledikten sonra arada sırada oynadığı tenis kortunu gördü. Orada arkadaşı Ebru ile karşılaştı. Ebru her gün burada tenis oynamaya geldiğini söyledi. Bugüne kadar, onu hiç görmediğini fark etti. Derya müziğin ritmine kaptırınca kendi dünyasına çekiliyordu. Şimdi müzik olmayınca etrafta olup bitenleri fark etmeye başlamıştı.

Ertesi gün için plan yaptılar ve selamlaşıp ayrıldılar. İlerlerken yolun kenarında iki taşın arasından çıkan papatyayı fark etti. “Sen ne kadar güçlü ve güzelsin, sana benzemek isterim.” dedi.

Göl kenarında bankta soluklandı, suyunu içti. Dinlenirken dağları, ağaçları, düşen yaprakları izledi. Yüksek ağaçların tepelerinde kuşların seslerini duymaya başladı. Saka kuşları, kumrular, serçeler, sığırcıklar… Seslerini dinlerken mest oldu. “Acaba ne anlatıyorlar?” diye içinden geçirdi. Şahit olduğu güzellikleri görebilmenin, duyabilmenin, hissedebilmenin huzurunu yaşadı.


Elini cebine attı, kulaklıkları eline aldı “İyi ki bitmiş şarjım.” dedi ve gülümsedi. Her gün yürüdüğü yol artık onun için farklıydı. Önünden öylece geçip gittiği güzelliklerin birçoğunu bugün fark edebilmişti. Çünkü hayat algılayana uçsuz bucaksız bir gökyüzü gibiydi. Daha güzel bir hayat için daha güzel şeyleri algılaması gerektiğini düşündü.

Algımızın iyiliklere, güzelliklere yöneldiği bir hayat dileğiyle…

 ===    

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

Yahya Hamurcu



 

 

10 Yorumlar

  1. Neyi algılıyorsak onu aktarıyoruz... Kaleminize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  2. Duygu Desticioğlu2.11.2024 16:08

    Güzel şeyler gören güzel şeyler anlatır 🌸🌸

    YanıtlaSil
  3. Kimbilir hayatımızda neler nelere engel? Neleri boş yere algıladığımız için ne kadar fayda veren güzel şeyi algılayamıyoruz...

    YanıtlaSil
  4. Faydalı ve keyifli bir yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Duygu Erkmen2.11.2024 16:24

    "İnsan neyi algılıyorsa onu aktarır." ne kadar düşündürücü... Doğruyu ve güzeli algılamak dileklerimle...

    YanıtlaSil
  6. Ayşe Budak3.11.2024 17:55

    İyiyi aktarabilmek için iyiyi algılamaya ihtiyacımız var. Çok teşekkürler 🌸

    YanıtlaSil
  7. Teşekkür ederim, latif bir paylaşım olmuş.🌷🥰

    YanıtlaSil
  8. Hayat algılayana uçsuz bucaksız bir gökyüzü gibi söylemi çok etkileyiciydi. Elinize sağlık ☺️

    YanıtlaSil
  9. Hayat algılayana uçsuz bucaksız bir gökyüzü gibiydi.
    Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  10. Sabahı, anı, tabiatı yaradana şükürler olsun. Ve bu yazıda emeği geçenlere teşekkürler

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski