KÜÇÜK DEDİĞİMİZ ŞEYLER…
Telefonu kapatır kapatmaz plan yapmaya başlamıştı. Vakit kaybetmeden hastaneye gitmeliydi. Hazırlanırken de yolda arayacağı kişileri düşündü. Teyzesinin sesinden telaşlı olduğunu anlamıştı. Belli etmese de gelişmelerden endişe ediyordu. Herkes nasıl olduğunu, neden olduğunu merak ediyordu. Daha hastaneye varmadan diğer akrabalarına da haber vermişti. Öyle ya ailecek hep zor zamanlarda ya da tatlı telaşlı olaylarda bir araya gelmeye çalışırlardı. Belki rutin bir görüşmeleri yoktu ama hastalıklarda, düğünlerde, özel günlerde birlikte olmayı ihmal etmezlerdi.
“Nasıl olmuş ki?”
“Nerede düştü bu adam?”
“Allah aşkına sandalyeye çıkma yaşı mı onun!”
“Ne işi varmış sandalye tepesinde?”
Herkes duyduğunda ilk anda aynı soruyu sormuştu: “Olay nasıl oldu?”
Teyzesi artık bu sorudan bıkmış vaziyette otomatiğe bağlamış anlatıyordu. “Sandalyeye ayağını koydu, tam da basmamıştı aslında nasıl olduysa sandalye kaydı. O da çok hafif yan düştü. O kadar basitti ki düşüşü, bir şey olabileceğini hiç düşünmedim. Zaten hemen kalktı yürüdü gezdi.” diye anlatmaya devam ediyordu.
Eniştesi bir gün önce düşmüştü. Anlatıldığı gibi çok basit bir düşüş olmuştu olmasına ama ertesi sabah ayağa kalkamamıştı. Üç hastane gezmiş ama teşhis koyulamamıştı. Bir sürü iğne yemiş, ilaçlar içmiş yine de ağrısına çare bulunamamıştı. En sonunda hastaneye yatırmaya karar vermişlerdi. Olay çok basitti ama sonuçları ağır olmuştu. Üçüncü günün sonunda doktorlar tam teşhis koyamasalar da bir şeyler yapmaya karar vermişlerdi. Düşme ile tetiklenen bir omurilik hasarı vardı ve müdahale edilmesi gerekiyordu. Doktorun anlatışına da bakılırsa yarım saatlik bir şeydi. Çok küçük bir bölgeyi açıp, temizleyip kapatacaklardı. Öyle bir anlatılıyordu ki sanki mutfağa gidip ortalığı temizleyip toparlamak gibi bir şeydi. Doktoru dinlerken bir şeyi fark etmişti, ne kadar da basit anlatıyordu. Teyzesi de düşüşü o kadar basit anlatmıştı.
Geçen gün yaşadığı olay aklına geldi birden. Eşiyle tartışırken “Ne var sanki sen de anneme o sırada tamam desen olmaz mı? O, iyi niyetinden sana öğüt veriyor.” demişti. Sonra annesiyle aralarında geçen bir konuşmayı hatırladı. Bir keresinde eşiyle tartışma anında eşinin ona hakaret ettiğini anlatmıştı. Annesi de “Ne olacak sinirlenmiş bir kerecik laf söylemiş, bu kadar büyütme.” demişti. Etrafındaki herkes onun birçok konuyu büyüttüğünü söylerdi. “Gerçekten olaylar bu kadar basitti de ben mi büyütüyordum acaba?” diye düşüncelere dalmıştı. O sırada hastane koridorundan gelen bir sesle irkildi; ameliyat bitmişti.
“Hastamız nasıl?”
En merak edilen soruya doktor net bir cevap vermedi. Başarılı bir operasyondu ama tabi ki riskleri vardı. Hasta kendine gelince bütün bunlara cevap bulabilecekti.
Sonra ne mi oldu? Hasta uyandı ve hastaneden çıkması uzun zaman aldı. Çok basit denilen operasyon sonrası bütün olmayacak ihtimaller oldu. Çeşitli komplikasyonlar yaşadı. Sindirim sistemi, boşaltım sistemi çöktü. Aylarca vücudunun diğer çalışan sistemlerini düzeltmeye çalıştılar.
Sonra ne mi oldu? Kayınvalidesine zamanında müdahale edemediği için çok basit gördüğü dominantlığı bütün evliliğine yansıdı. Eşi annesinin sözünden çıkmayan biri hale geldi. Her yaptığını onay almadan yapamaz hale geldi.
Sonra ne mi oldu? Her tartışmada kendisine daha çok hakaret edilen bir kadın oldu.
Sonra ne mi oldu? Her tartışmadan sonra gidip kafa dağıtan, evinin yolunu bulamayan bir eşi oldu.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Az olanı, küçük olanı ve basit olanı küçümseme.
Bütün iyilikler de bütün kötülükler de basitten başlar. Ve insan fark edemez. Aza kibir etmek yerine, ona çok dikkat etmek gerekir. Yani her şey o küçük dediğimiz, az dediğimiz ve basit gördüğümüz şeylerle başlar…
Bir tohum da çok minik.
İlk adım da çok minik.
Sonrası koca bir çınar.
Sonrası büyük yetişkin bir insan.
Peki, sen neye küçük dedin de büyük oldu?
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”
Anahtar cümlelerden birisi de bu; basiti küçümsememeli... Ne olursa olsun
YanıtlaSilBüyük başarısızlıklar da, büyük başarılar da hep o en küçük adımla başladı.
YanıtlaSilBasiti küçümsediğimiz için çok zor günlerde çok zor kararlar almak zorunda kaldık. İlk anda çok daha kolay kararları verebilseydik keşke…
YanıtlaSilBasiti küçümseme
YanıtlaSilHer şey az dediğimiz ve basit gördüğümüz şeylerle başlar aslında...
YanıtlaSilHer şey az dediğimiz ve basit gördüğümüz şeylerle başlar aslında…
YanıtlaSil“Bütün iyilikler de bütün kötülükler de basitten başlar. Ve insan fark edemez. Yani her şey o küçük dediğimiz, az dediğimiz ve basit gördüğümüz şeylerle başlar…” Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷
YanıtlaSilİlk başta ne kadar da küçük görünüyor herşey ama sonra koca bir çığ olmuş.. Basite aldıklarımızdan yiyoruz asıl golü malesef... Kaleminize sağlık 🍀
YanıtlaSilAzı azımsama elinize sağlık çok güzel bir hatırlatma oldu
YanıtlaSil