Benden Bu Kadar!

Benden Bu Kadar!

“Ne yapayım!

Ben bu kadar yapabiliyorum işte!”

Zeynep’in sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki Sema hiçbir şey söyleyemeden öylece kalakalmıştı. Zeynep de şaşırmıştı bu haline, bir taraftan da gözleri dolmuştu. Daha önce böyle bir tepki vermemişti annesine. Sema uzun bir süre kızının bu tavrının etkisinden çıkamadı. O anda kendisiyle ilgili düşünmesi gereken bir konu olduğunu fark etmişti. Yağmuru işaret eden bulutlar gibi kendisiyle ilgili bir şeylerin de işaretiydi bu durum da.

Zeynep evin ilk çocuğuydu. Bu nedenle biraz şımartılmıştı. Okula başladığında ise karşılaştıkları, evde gördüğü gibi değildi. Dış dünya ne de olsa insanı yetiştirmek için hazır bekliyordu. Sıcakkanlı, uyumlu ama dağınık bir çocuktu. Gittiği yerde eşyalarını unutur, yavaş hareket ettiği için ödevlerini yetiştirmekte zorlanırdı. Yine de okulla ilgili sürecinde çabalıyordu. Öğretmenlerinden ‘aferin’ duyabilmek için kendisini zorluyordu hatta. Ancak tüm bu gayretleri annesi için yeterli olmuyordu. Ne yapsa mutlaka bir eksik buluyordu.

Sema Hanım düzenli birisiydi ve Zeynep’ten de aynı şeyi bekliyordu. Ders çalıştıktan sonra masasını düzenli görmek istiyordu. Bir eşyasını bulamadığında Nereye koyduysan ordadır! Düzenli olursan böyle aramak zorunda kalmazsın.” diye yanıt veriyordu. Oysaki annesi dağınık görüp düzenlediğinden dolayı aradığı şeyi bulamazdı. Koyduğu şeylerin yeri değiştiği için aranır dururdu.

Sema Hanım ise bu durumun pek farkında değildi. Yaşadıkları olayları sadece kendi penceresinden değerlendiriyordu. Sürekli takip etmek zorunda olması, hatırlatmalarda bulunması son zamanlarda onu yoruyordu. Hal böyle olunca da Zeynep’e karşı uzun uzadıya konuşmalar gerçekleştiriyordu. Zeynep bazen itiraz ediyor, bazen de sadece susuyordu. Anne Sema okul sürecinde kızını yetersiz buluyordu. Ona göre daha düzenli olmalı, çabasını artırmalıydı.

O akşam Zeynep’i ilk defa öyle görmüştü. Zeynep sesini yükseltmiş, yapabileceklerinin bu olduğunu söylemişti. Sema’nın durup düşünmesine sebep olan bir akşamdı. O akşama kadar fark edemediği bir şey vardı. İnsan kendi yaratılışına göre hareket eder ve öğrenme sürecinde kendisine yenilikler katar. Kimi insan daha yavaş kimi insan daha hızlıdır. Kimi düzenli kimi ise dağınık. Bu farklılıklar olmasaydı birbirimizden öğreneceğimiz bir şey de olmazdı. Kızı onun gibi değildi ama öğrenmeye çalışıyordu.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “Her insan aynı özelliklere sahip değildir.” 

Birbirimize benzeyen özelliklerimiz olduğu gibi detayda farklı özelliklerimiz vardır. İyi yapabildiğimiz şeyleri beraber olduğumuz insanlar yapamayabilir. Aynı şekilde onların iyi oldukları konuda da biz yetersiz kalabiliriz. Bunu fark edemediğimizde de karşımızdaki insanın çabasını göremeyebiliriz.

İnsanın bu durumu değiştirmesi ise zor değildir. Eline aldığı yakın gözlüğüyle olaylara baktığında ne yapması gerektiğini anlayabilir. Hayatındaki kişilerin yapabildiklerine odaklanınca farklı bir bakış açısı kazanır insan. Böylelikle hem kendisine hem de çevresine daha merhametli yaklaşmış olur.

Hayatımızdaki insanların yapıp ettiklerini onların yaşına, özelliklerine ve çabasına göre değerlendirdiğimizde adaletli olmaya başlarız. Yoksa adaletsiz olur ve aynı adaletsizliği kendi hayatına da yapmış olur.

Sema zihnindeki sorulara henüz cevap bulamamıştı. Yine de ufak da olsa bir detayı fark etmesi ona iyi hissettirdi. Artık bakış açısını değiştirmesi gerektiğini biliyordu.

Hem kendimize hem çevremizdekilere daha adaletli ve merhametli olabilmek dileğiyle...

  ===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar. 

===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

 

Yahya Hamurcu



15 Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık 🌹
    Her insanın birbirinden farklı olduğunu kabul ettiğinizde anlaşmazlıkların da önüne geçmiş oluruz aslında…

    YanıtlaSil
  2. İnsanoğlu bazen farkinda olmadan eşitlemeye calisiyor oysa hepimizin farkli olmasi gelisimimiz icin çok önemli

    YanıtlaSil
  3. İnsanoğlu bazen farkinda olmadan eşitlemeye calisiyor oysa hepimizin farkli olmasi gelisimimiz icin çok önemli

    YanıtlaSil
  4. Ayşe Budak20.01.2025 21:33

    İlişkilerimizee sürekliliği sağlayan en önemli şey merhametli olmamız.

    YanıtlaSil
  5. Farkı fark edip kabul etmeden nasıl doğru yaklaşabilir ki insan!

    YanıtlaSil
  6. İnsanın ilişkilerinde adaletli olması için ilimli olması ne kadar önemli...

    YanıtlaSil
  7. İnsanın adaletli alğılaması ne güzel...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Algıda adaletli oldukça insan hem kendinin hem de etrafındakilerin farkına varabiliyor..

      Sil
  8. Figen Ekame21.01.2025 21:33

    Kendine merhamet etmeyen başkalarına da edemiyor. Mükemmelliyetçilik aramızı açan salgın bir hastalık gibi her yerde başa bela durumda…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büşra S.D25.01.2025 12:29

      İnsanı yapıp edebileceklerinden de alıkoyan bir girdap gibi gerçekten…

      Sil
  9. Farklılıklarımızı anlayan
    Adaletli ve merhametli yaklaşanlardan olmak ümidiyle
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Duygu Desticioğlu22.01.2025 09:18

    Hepimiz farklıyız sözünü sadece söylüyoruz, buna tam anlamıyla inanmıyoruz. inanmış olsaydık karşımızdakini kendimiz gibi yapma uğraşımızdan vazgeçerdik.

    YanıtlaSil
  11. Adaletli algılamaya başladığımız zaman içimizde bir mizan olmaya başlar.

    YanıtlaSil
  12. Bireysel farklılıklarımız zenginliklerimizdir

    YanıtlaSil
  13. Büşra S.D25.01.2025 12:30

    Adaletli algılayabilmek ilişkilerimizi başka bir boyuta taşıyor…

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski