BİLSEYDİM EVLENMEZDİM
“Hayıııır biraz daha uyumak istiyorummmm!!!” diyerek çalan telefonunu
kapatmıştı
Aslı. Aylardır süren hazırlıklar o kadar yormuştu ki, beş dakika daha uyumayı
kâr sayıyordu. Ama kalkması gerekiyordu çünkü gelinlik provası için
sözleşmişlerdi. Artık yüzüp yüzüp sonuna gelmişlerdi. “Böyle olacağını bilseydim hiç girmezdim bu işlere.” diyordu bir
taraftan da. Sonra birden Zehra ile buluşmak için saati kurduğunu hatırladı ve
yataktan ok gibi fırladı. Birlikte alışveriş yapacaklardı, bütün her şeyde
yanında olmuştu. Nereye gitse onu da kolundan sürükleyip götürüyordu.
Birlikte eve yakın bir alışveriş
merkezine uğradılar önce. Ufak tefek alacakları bir şeyler vardı. Fakat gün
yaklaştıkça Aslı kendini düşüncelere dalarken buluyordu. “Sen sen ol benim yaptığımı yapma.” diyordu Zehra’ya.
Kerem ile ortak bir arkadaşları
tanıştırmıştı. Bir doğum gününde bir araya gelmişler, birlikte keyifli vakit
geçirmişlerdi. İlk görüşte aşka inananlardandı Aslı. Kerem’i görür görmez ondan
etkilenmiş, kısa bir süre sonra da evlenmeye karar vermişlerdi. Ardından
hızlıca ailelerle tanışılmış, evlilik hazırlıklarına başlanmıştı.
Nihayet o beklenen gün gelmiş,
imzalar atılmıştı. Artık yeni bir hayat başlamıştı her ikisi için de. İyi günde
kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta birbirlerine destek olmaya evet demişlerdi.
Başlangıçta her şey yolunda gidiyordu. Cicim ayları dediğimiz o günler hızlıca geçmişti. Birbirlerine, yeni düzenlerine alışmaya çalışıyordu her ikisi de. Kerem’in işleri yoğunlaşmaya başlamış Aslı da evle ilgili sorumluluklarını yürütmeye çalışıyordu. Fakat bir süre sonra evin bütün sorumluluğu neredeyse Aslı’ya kalmıştı. Kerem’in yapması gerekenleri de o üstlenir olmuştu. Evin düzeni, temizliği, yemek yetmiyormuş gibi alışverişi de o yapıyordu. Evle ilgili bir tadilat işi olduğunda Aslı ilgileniyordu. Artık bir problem olduğunda sormaya gerek duymaz olmuştu. Durumu kabullenmiş, işi vardır diyerek kendince çözüm üretir olmuştu. Bir de üstelik Kerem’in şikayetleriyle karşılaşıyordu. Kerem, Aslı ne yapsa beğenmiyor, sürekli daha iyisini bekliyordu. Bir süre sonra aynı evi paylaşan iki yabancı gibi olmaya başlamışlardı.
“Tek başıma halledeceksem neden evlendim ki...” diye düşünür olmuştu Aslı. Annesinin sözleri aklına gelmişti o sırada. “Bu işler şakaya gelmez kızım. Bu kadar acele etme, önce birbirinizi tanıyın.” Fakat o sıralarda hiç ciddiye almamıştı annesinin bu sözlerini. Onu görünce kalbi pır pır ediyor, ayakları yere basmıyor, “Kerem de Kerem..” diyordu. Evlilikle ilgili hiçbir fikri yoktu üstelik. Ama şimdi “Şimdiki aklım olsa evlenmezdim.” diyordu.
Ancak asıl problemi görebilmiş
miydi...
Kerem Aslı için dağları delmiş olsa
da sonuç değişmeyecekti. Çünkü insan aynı sebepleri oluşturduğunda benzer
sonuçlarla karşılaşır. İsimler değişir, mekan değişir ama sonuçlar değişmez.
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi der ki: “İnsanları bir
arada tutan şey aradaki bağdır.”
İnsanlar ancak birbirlerinin
ihtiyacını giderdiğinde arada bir bağ oluşur. Ancak bir taraf daha az ihtiyaç
gidermeye başladığında ilişkideki dengeler de değişmeye başlar. Aile
olabilmenin, yuva kurup devam ettirebilmenin yolu karşılıklı ihtiyaç
gidermekten geçer. Ortak bir hedef ve
amaç doğrultusunda bir araya gelindiğinde aile olunur. Yoksa aynı evi paylaşan
ama eş olamamış bireyler haline gelir kişiler.
İlişkilerimizdeki sürekliliği
sağlayan şey aradaki bağdır. Herkes o birlikteliğin sorumluluğunu üstlendikçe
de ilişki kuvvetlenir. Bir halat gibi sıkı sıkıya bağlanırlar birbirlerine. O
zaman rüzgar da olsa, fırtına da çıksa, o gemi denizde yol almaya devam eder.
Birleşebilenlerden olmak ümidiyle...
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Birleşenler hızlı yolalır. İnsan tek başına o yolu daha yavaş kateder. Tabi ki iki taraf da almaxı gereken sorumluluğu alıyorsa...
YanıtlaSilKim bilir hangi konularda da irdelemeden hareket ediyoruz. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilEvlilik aileye dönüşmezse artık onun anlamı yoktur.
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilİnsan bir sürece girdiğinde detaylıca düşünüp sonra karar verip adım atmalı…
Sabırla ve düşünerek …
Her kulvarın kendi için de dengesi var..
YanıtlaSilEvlilikte öyle, o terazi bir şaştı mı tekrar dengelemek çok çaba istiyor
Hedeflerimize uygun yolda hedefimize uygun bağlar kurabilmek önemli, bu yüzden insan tanıma sanatını bilmek gerek
YanıtlaSil