BÜYÜK TANIŞMA
Bembeyaz duvarlar, siren sesleri ve
soğuk bir oda... Baktığında gördüğü tek şey buydu Selma’nın. Algıladıklarını iç dünyasında anlamlandıramıyordu. Onun için hiçbir şey ifade etmiyordu
gördükleri. Nasıl bir kopukluktu bu böyle. İnsanın kendini bile hatırlayamıyor
olması ne kadar da zordu. Geçirdiği kazanın üzerinden on gün geçmişti. O hala
kendiyle ilgili bir şeyleri hatırlayıp kendi ile yeniden tanışmaya çalışıyordu.
Boşlukta gibi hissediyordu. İç dünyasındaki bu boşlukları da, gördükleri ve
duydukları ile yeniden doldurup anlamlandırmaya çalışıyordu.
Üniversiteyi kazandığı belli olunca, kayıt
için anne ve babası ile birlikte yola çıkmışlardı. Hepsi çok heyecanlıydı. Bir
süre yol aldılar, ara ara durup dinlendiler. Her şey yolunda gidiyordu. Tam yaklaştıkları
sırada, karşı yoldan gelen bir otomobil Selmaların arabasına çarptı. Anne babası kazada hayatını kaybetti. Kendisi ise
yaralandı ve ağır bir kafa travması geçirdi. Uyandığında hayatına dair hiçbir
şey hatırlamıyordu. Yakınları dört bir yandan ona geçmişi hatırlatmaya
çalışıyor, bir yandan da anne babasının durumunu gizliyorlardı. Selma, o
kalabalık içinde ise en yakın arkadaşı olan ilkokul arkadaşı Sevim ile daha çok
konuşmak istiyordu. Nedenini bilmiyordu ama kendini ona yakın hissetmişti.
Kardeşi yoktu ama sanki kardeşiymiş gibi sürekli ona sarılıyordu. Belli ki güvende
hissetmeye, birine yakın olmaya ihtiyacı vardı.
Sevim de sınava girmişti ancak bu yıl
kazanamamıştı. Birkaç yıl önce arkadaşlarının ikramıyla uyuşturucu bir madde
denemiş, arada tek tük içeyim derken bağımlı olmuştu. Bu süre zarfında Selma
ile de görüşemedi. O dönem sınıfta kaldı ve annesinin vefat sürecinde
yanlarında olamadı. Bu pişmanlığın ardından tedavi sürecine başladı. Bırakmaya
çalışırken davranışlarındaki hatalar ile yüzleşti. İnsanlara hayır diyemediğinin
ve bedenine gerekli ilgiyi göstermediğinin farkına vardı. Uzun uğraşların
ardından bağımlı olduğu maddeden kurtulmayı başardı. Eski arkadaşlarını aramaya
başladığı bir dönemde Selma’nın kaza haberini aldı. Çok üzülmüştü ve eskiden
olduğu gibi hemen ona destek olmak için yola çıktı.
Yıllar geçmiş olmasına rağmen Selma en
çok Sevim’i kendine yakın görmüştü. Sevim de bunun sebebini merak ediyordu. “İkimiz de ailelerimizi kaybettiğimizden mi böyleydi acaba? Belki de gerçeklerle yüzleştiğimiz içindir…” diye
geçirdi içinden. Sonra bu derin düşüncelerden çıkıp Selma ile
ilgilenmeye devam etti. Çünkü derin düşünmek onu eski alışkanlıklarına
götürebiliyordu. Günler böyle geçti ve nihayet hastaneden taburcu oldu.
Doktorlar zamanla hafızasının yerine geleceğini söyledi fakat ne zaman olacağı
belli değildi. Belki birkaç ay, belki de yıllar sürebilirdi.
Sevim’in arkadaşı için umudu ve
mücadele edebilecek gücü de vardı. Onu evine götürdüklerinde arkadaşıyla
birebir ilgilendi. Her gün geçmişten bir anıyı anlatıyordu. Albümleri
karıştırıyor veya çocukken oynadıkları parka götürüp anılarını canlandırıyordu.
Sevim bir yandan arkadaşının hafızasının yerine gelmesi için uğraşıyor bir
yandan üzülüyordu. Hafızası yerine geldiğinde ailesinin vefat ettiğini
öğrenecekti. Yeni bir travma olmaması için bunu saklıyordu şimdilik. Selma’nın
üniversiteyi kazandığını hatırladığında da mutlu oluyordu. En azından
sevinebileceği bir haber verebilecekti ona.
Sevim yaşadıkları bu durumda tuhaf benzerlikler olduğunu düşündü. İkisi de gerçekleri hatırlamaya çalışıyordu. Biri bağımlı olduğu şeyden kurtulmak için, diğeri hatırlamak için. İkisi de gerçeklerle yüzleşiyorlardı.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki:
“Geleceğini görmek istiyorsan aynadaki yüzüne bak.”
Evet, gerçekten de hayat hep
kendimizle yüzleştiğimiz sahnelerden ibaret değil mi? Böyle zamanlarda en kıymetlisi, kişinin çevresindeki insanlara
merhametli olmasıdır. İnsan etrafındaki kişilere ne kadar merhametli olursa,
kendisi de o kadar merhamet görür.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
Geleceğini görmek istiyorsan aynada ki yüzüne bak. elinize saglik. İnsan sebeblerinin sonuçlarını yaşar.
YanıtlaSilMerhamet et ki merhamet göresin, unutanlardan olmamak ümidiyle
YanıtlaSilEvet, gerçekten de hayat hep kendimizle yüzleştiğimiz sahnelerden ibaret değil mi? Böyle zamanlarda en kıymetlisi, kişinin çevresindeki insanlara merhametli olmasıdır. İnsan etrafındaki kişilere ne kadar merhametli olursa, kendisi de o kadar merhamet görür.
YanıtlaSilSevim gibi insanlara ‘hayır’ diyemeyen ve bedenine gerekli ilgiyi göstermeyen niceleri var hayatta…
YanıtlaSilİşte bu yüzden insanın önce kendisini sonra çevresini tanıması gerekiyor.
Bu noktada Kim Kimdir? Semineri ayna oluyor.
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷
Merhametimiz yoksa, merhamet edenimiz de yok demektir...
YanıtlaSilMerhamet et ki sana da merhamet edilsin...inşAllah merhamet edebilenlerden oluruz.💐
YanıtlaSilKaleminize sağlık🌷
YanıtlaSilHer insan oluşturduğu sebeplerle kendi geleceğini dizayn eder...
YanıtlaSil