HAYAT TRAFİĞİ

HAYAT TRAFİĞİ

-Alo Selma, bir saate oradayım, otobüsteyim, geliyorum.

-Tamam, o zaman seni bekliyorum. Hemen yan tarafta bir yerdeyim, yaklaşınca haber ver olur mu?

-Tabi tabi çok uzun sürmez zaten.

Demişti demesine Melis ama bir yandan da önündeki uzun trafiğe bakıyordu. Ha bitti ha bitecek derken bir türlü açılmıyordu. Arkadaşına da hemen gelirim demişti. Ama durum hiç de iç açıcı görünmüyordu. Hâlbuki geçen sefer de aynısı olmuştu. Yine bu güzergâhta bir işi vardı. Sahil yolunda geçen iki saat; trafik, duraklar, ışıklar onu baya bunaltmıştı.

Yani bu kadar insan niye yollara dökülmüş anlamıyorum. Burada ne buluyorlar, sahil hep aynı sahil...” diye içinden geçirdi. Ne zaman varacağının belirsizliği onu kaygılanıyordu. Etrafındaki kalabalığı izlerken suyunu yudumladı ve düşünmeye başladı. Esasında o da bu kalabalığı oluşturanlardan biriydi.  Tamam, bir işi vardı belki ama herkesin işi olabilirdi. Ya da gezmek, eğlenmek için çıkmış olabilirlerdi. Tabi trafikte o kadar süre kalınca insanın düşünmek için bayağı zamanı oluyordu. Ama neyi düşünüp hangi düşünceyi besleyeceği kendi elindeydi. Selin de öyle yaptı:

Aslında alternatif bir yolum vardı. Hatta iki seçeneğim daha vardı. Neden düşünmedim? Önceki sefer sıkıntı yaşadığım yolu yine tercih ettim. Belli ki bu yol güzergâhında genelde trafik oluyor. Bildiğim yol olduğu için rahatımı bozmak istemedim sanırım. Yeni bir yolu denemek zor geldi, uğraşasım gelmedi. Sonra da kalabalığı oluşturan insanlara sardım. Kolay olan bu değil mi hep; sanki bende değil sorun onlarda demek…” diye içinden geçirdi.

Camdan dışarıya bakarken geçmişe gitti. Önceden o yolu trafiksiz, yarım saate arabayla gittiği anlar olmuştu. Şimdi ise yol uzadıkça uzamıştı. Aynı şekilde hızlıca gideceğini düşünüp yersiz bir beklentiye girmişti. Sanki göz göre göre bunu yapmıştı. Hem hafta sonu, hem trafiğin en yoğun olduğu saatlerdi. “Ne bekliyordun kızım?” dedi iç sesi. Haritada iki saat gösteren trafiğin daha bir saati bile dolmadan varmayı dilemek niye? Sabırsızlık mı, sonuç beklentisi mi, acelecilik mi asıl sorun neydi?

Sen yola çıktın diye yol mu açacaklar? Herkes evine mi kapanacak, yoluna güller mi serecekler? Trafik ışığı hep yeşil mi yanacak?

     
Yüzleşmek ağır geliyordu, diğer üstünü örttüğü gerçekler gibi…

İnsan bazen inanmak istediğine inanır ve gerçeğe körleşebilir. Önceki yaptığı yanlıştan deneyim çıkarmayınca hataya tekrar düşebilir. Aslında farklı bir seçenek varken kendini seçeneksiz bırakabilir. Sonrasında ise uzun, gergin, kızgın bir bekleyiş...

Selin “Buna gerek var mıydı?” diyebildi. Tıpkı aynı yolu seçip, trafik olmamasını beklemek gibi hayatta da beklerdi. Aynı şeyleri yapar, farklı sonuçlar beklerdi.

İnsan hayattaki seçimlerinde de trafikte kaldığı gibi kalabiliyor. Ve bunu fark etmediğinde aynı döngü içinde gidip gelebiliyor.  Sonuç ise hiç de istediği gibi olmuyor.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi derki: “İnsan ancak oluşturduğu sebeplerin sonuçlarını yaşar. Sebepler değişmedikçe sonuçlar değişmez.”

Aynı filmi tekrar izler gibi aynı kitabı tekrar okur gibi insan yaşadığını tekrar tekrar yaşayabilir. Olumlu bir eylemde de olumsuz bir eylemde de bu böyledir. Olumlu bir eylemi tekrar tekrar yapmak insanın yararınadır. Ancak düşünmeden zarar veren bir eylemi tekrar tekrar yapmak, toplamda insanın aleyhinedir. Şikâyet, kızgınlık, gerginlik ise bu durumun doğal sonucudur. İnsan ancak iyi bir deneyim transferi yapıp sebeplerini değiştirdiğinde, sonuçlar da değişmeye başlıyor. 

Evet, belki trafiksiz bir hayat mümkün değil. Ama seçimlerimizden ders alıp farklı yollardan gidebilmek mümkündür. Her zaman alternatif bir yol vardır.

Kendin için o yolları düşünüp denemeye değmez mi?

Belki o zaman açılır yollar, ne dersin?

 ===

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.

 

Kim Kimdirİlişkide UstalıkBaşarı Psikolojisi programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.


 ===

 

“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

 

Bunun cevabını o “bir” kişiye sorun!”

Yahya Hamurcu



9 Yorumlar

  1. Bazen o tutundugumuz inatlaştığımız hatta yapıştığımız şey bizim önümüze asıl engel olabiliyor..

    YanıtlaSil
  2. İnsanın en büyük düşmanı aynadaki kişi... Gördüğü de göremediği de bu yüzden...
    Bilinç açıklığı niyetiyle her zaman her yerde inşaAllah...

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize sağlık 🌹
    İnsan ancak oluşturduğu sebepleri değiştirdiğinde sonuç değişir.

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir makale gerçekten emeğimize kaleminize sağlık .

    YanıtlaSil
  5. Yöntemde esnek olmak…

    YanıtlaSil
  6. Ne zaman seçenek oluşturmak, ne zaman seçeneksiz bırakmak? Tüm mesele ne yaptığımızı biliyor olmamız da ve neden yapmamız gerektiğinde aslında. O zaman seçenek beni ileri taşıyacaksa seçenek oluştururum; yok eğer tek çözüm hedefe kilitlenmekse seçeneksiz bırakırım kendimi ve başarılı olurum.

    YanıtlaSil
  7. Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek bizim ilizyonumuz sadece….

    YanıtlaSil
  8. Belki trafiksiz bir hayat mümkün değil. Ama seçimlerimizden ders alıp farklı yollardan gidebilmek mümkündür. Her zaman alternatif bir yol gelistirebilmek nasip olur.

    YanıtlaSil
  9. İnsan kendi kendine çelme takıyor ve düştüğü yerden birisi onu kurtarsın diye bekliyor...

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski